Özgür Özel kimleri kızdırdı… CHP’ye Tunç Soyer mektubu

CHP’den aday gösterilmeyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in 9 Şubat’ta CHP Genel Merkezi’ne çağrıldığını Odatv yazmıştı. Soyer’in sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımında Özel’in kendisine “farklı alanlarda çalışmak “için teklif götürdüğünü ancak şu an böyle bir talebi olmadığını kaydetmişti.

YURTDIŞI DANIŞMANLIĞINI REDDETTİ

CHP Genel Başkanı Özgür Özel geçen hafta Soyer’le yaptığı sürpriz görüşmede “CHP’nin yurtdışı danışmanlığı” görevini önerdi. Ancak Soyer bu teklifi kabul etmedi.

İddiaya göre Özel, CHP’nin yurtdışı politikalarını Tunç Soyer’e emanet edip aynı zamanda gönlünü almak istedi. Öneriyi geri çeviren Soyer görüşmede, adaylık sürecinde kendisine haksızlık yapıldığını, aday olduğu dönemdeki 165 vaadinden 155’ini yerine getirdiğini anlattı.

AVRUPA’DAN ÖZEL’E MEKTUP

Yaşanan gelişmeler üzerine, Avrupa Konseyi Sosyalist Grubu Başkanı Prof. Dr. Vladimir Prebilič, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e bir mektup gönderdi. Mektupta, önümüzdeki yerel seçimlerde aday gösterilmeyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer hakkında övgü sözleri yer aldı.

İşte Vladimir Prebilič’in Özgür Özel’e gönderdiği mektup:

“Kongrenin en büyük ikinci siyasi grubu olan Avrupa Konseyi Kongresi Sosyalist Grubu Başkanı ve Türkiye’de Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nın uygulanmasının izlenmesi için görev alan yerel demokrasi raportörü olarak, Türkiye’de mümkün olan en başarılı demokratikleşmeyi sağlamak için çalışan herkese sarsılmaz ve daimi desteğimi ifade etmek için yazmaktayım. İnsan hakları ve temel özgürlüklerin korunması (ifade özgürlüğü, toplanma özgürlüğü, haber alma özgürlüğü vb.) ve hukukun üstünlüğünün koşulsuz uygulanması için gerekli tüm önlemlerin hayata geçirilmesi konusunda demokratik standartlar ile Avrupa normlarını yılmadan gerçekleştirmeye çalışan kişilerin, ülkelerini ileriye taşıdıklarından dolayı desteklenmesi gerektiğine inanıyorum.

Uzun yıllardır Türkiye raportörü olarak, bazılarının doğru yönde olduğuna inandığım, ülkedeki son gelişmeleri gözlemliyorum. Birçok ülkede olduğu gibi, oldukça talepkar belirli Avrupa standartları doğrultusunda yüksek bir demokrasi düzeyine ulaşmamız bazen uzun zaman alabilir.

Bu bakımdan Türkiye’de bu yönde büyük bir çaba sarf eden gerçek bir muhalefetin varlığı umut verici olmaktan da ötedir. Sayın Tunç SOYER’in birçok siyasi vasfına ek olarak Avrupa Konseyi Kongresi’ndeki en önemli ikinci siyasi göreve atanmasında işte tam da bu yüzden ısrarcı oldum.

Avrupa Konseyi’nin en büyük üye devletlerinden biri olan Türkiye’nin, Kongre’deki mevcudiyeti ile orantılı olarak görünür bir yere sahip olmasının, sesini duyurabilmesinin ve Kongre’nin işleyişine etkide ve katkıda bulunabilmesinin önemli olduğuna inanıyorum.

Fikrimce, Tunç SOYER’in Avrupa Konseyi Kongresi Bölgeler Meclisi Başkanlığına uygun görülmesi ve ardından seçilmesi, ülkeniz Türkiye için açık bir siyasi işaretti. Uluslararası bir siyasi organda yapılan bu seçim, Sayın SOYER’e harekete geçme, kendini ifade etme ve Avrupa standartlarını ülkesindeki koşullara uyarlamak ve uygun şekilde uygulanmalarını sağlamak için yerel düzeyde çalışma fırsatı vermektedir.

Tunç SOYER’in Kongre’nin özellikle iç siyasi liderliğinin sağlam bir üyesi olduğunu vurgulamak gerektiğini düşünüyorum. Kendisi aynı zamanda, 46 Üye Devletin yerel ve bölgesel seçilmiş temsilcilerden oluşan delegasyonların meydana getirdiği uluslararası bir siyasi organ olan Avrupa Konseyi Kongresi’nin Başkan Yardımcısıdır. Kendisinin çalışmaları, Türkiye’de yerel demokrasinin işleyişinin karmaşık yapısını daha iyi anlamamıza yardımcı olması açısından vazgeçilmezdir.

Kongre seçim gözlem heyetinin başkan yardımcısı olarak bizzat gözlemleyeceğim Türkiye’deki yaklaşan yerel seçimlerden dışlanmasına yönelik olası bir karar, sadece Kongre’nin siyasi liderliğindeki seçkin bir figürün kaybı anlamına gelmeyecek, aynı zamanda, daha genel olarak, bu uluslararası siyasi mecliste gurur ve bağlılıkla temsil ettiği Türkiye için de paha biçilemez bir kayıp olacaktır.

Elbette, adayların belirlenmesini yürüten süreçteki karar alma mekanizmasının farkında olmakla beraber, fakat yine de Tunç SOYER’in özel mevkisine, Kongre’nin siyasi yürütme organındaki yüksek konumuna ve ülkesini sıkı sıkıya bağlı olduğu ve üzerinde birlikte çalıştığımız değerlere doğru yönlendirmeye olan adanmış bağlılığına dikkatinizi çekmeyi bir görev bilirim.

Sayın SOYER’İN üye olduğu partiye ve hatta daha da önemlisi Türkiye’ye, önümüzdeki ay memnuniyetle gözlemleyeceğim bu seçimlerde başarılar diliyorum. Kongre’den meslektaşlarımla birlikte ülkeniz hakkında daha fazla şey öğrenmek ve Türkiye’de yerel seçimlerle ilgili seçim prosedürlerinin nasıl işlediğini anlamak için sabırsızlanıyorum.

İhtiyaç duyabileceğiniz daha fazla bilgi için hizmetinizdeyim…”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir