MHP’li Yalçın, 31 Mart 2024 Pazar günü gerçekleşen Mahalli İdareler Seçimleri’nin sonuçlarıyla ilgili tartışmalara ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Yalçın, tartışmaların bütün hızıyla devam ettiğini belirterek, “Bazı bilindik Pinokyo figürleriyle Lilliput’lu ülkü cüceleri, cambaz oynatıcılar tarafından yeniden sahneye sürülmekte, eski nakaratlar tekrarlanmaktadır.” dedi.
Yalçın’ın devam eden açıklaması şu şekilde;
“MHP’nin fikir ve ülküleri şekilden şekle, kalıptan kalıba sokulamaz”
Bu tartışmalardan bilistifade, içinde MHP’ye karşı erik kurusu birikmiş, tatmin edilmemiş hınç ve intikam hissi kalbinde bar tutmuş ne kadar atık ve safra varsa muarızlarımız tarafından yemlenerek üzerimize gönderilmektedir. Her şeyden önce MHP bir dava partisidir; yaslandığı ideolojik, sosyolojik ve siyasi yapı da Milliyetçi-Ülkücü Hareket’tir. MHP’yi diğer siyasi partilerden ayıran en önemli unsur; savunageldiği doktriner milliyetçiliğin dokusunun, tavizsiz ahlaki prensiplerle örülü olmasıdır. MHP’nin fikir ve ülküleri şekilden şekle, kalıptan kalıba sokulamaz.
MHP’nin ilkeleri elastiki olmadığından; sündürülemez, alabildiğine esnetilemez. Sıvı gibi her kabın şeklini alamaz. Türk milliyetçiliğinin; yani MHP özelinde ülkücülüğün kendi kabı, kendi rengi vardır. Kendi şekli, duruşu ve tarzı vardır. Bu sebeple MHP’li binbir surat olamaz; kılıktan kılığa giremez. MHP’li bukalemun da olamaz; parti parti, mahfil mahfil gezmez. Çiçekten çiçeğe uçan kelebekler gibi, fikirden fikre konmaz. MHP’nin ana yataklarından sürüklenen birtakım sel kütükleriyle sintine atıklarının son günlerde Mahalli İdareler Seçimleri sonrasında dillendirdiği martavallar, aynı ibret verici sona işaret etmektedir.
Bunlar; kullanılmaya, esnetilmeye, içleri doldurulmaya, yeniden şekil verilmeye, tahrik ve manipüle edilmeye müsaittirler. Bu atık ve kütükler, her seçim atmosferi sırasında değişik siyaset laboratuvarlarıyla algı tezgahlarında yeniden işlenerek piyasaya sürülmektedir. Mayalarında kendini ve aslını inkar vardır. Kendi değerlerine ihanet vardır.
“Ocak başkanlığı yapmak; hiç kimseye siyasi imtiyaz ve üstünlük kazandırmaz”
Ocak başkanlığı yapmanın kimseye siyasi ayrıcalık kazandırmayacağını vurgulayan Yalçın, “Ocak başkanlığı yapmak; hiç kimseye siyasi imtiyaz ve üstünlük kazandırmadığı gibi, Milliyetçi-Ülkücü Hareket ve davayla ilgili söz söyleme ayrıcalığı da tanımaz. Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in geleceğine yön verme konusunda fikir serdetme hakkı da vermez. Zorlama ve ıkınmayla ne lider olunur ne fikir babası, ne bir bilen ne de kanaat önderi. Fikir birikimi ve beşeri kemal, makamla elde edilmez. Milliyetçi-Ülkücü Hareket’te öncü ve yol gösterici olma yetkisini kişilere hasbelkader bulundukları makamlar değil, ülkücü irade verir.
Yol göstericiyi, lideri şartlar belirler. Fikrine ve tasarruflarına itimat edilen, kanaatlerine onay verilen biri olabilmenin yolu, ülküdaşlarını kötülemekten değil; onlarla birlikte hareket etmekten geçer. Fitne ve tefrika yoluyla temayüz edip sivrileceğini zannedenler sadece akılsızlardır. Eski yol arkadaşlarını zemmederek nefislerine övgü payı çıkarmaya yeltenenler, aslında kendilerini aşağılamaktadır.
Bu nevi insanların keramet taslayarak, öteye beriye ayar vermeye çalışarak sergiledikleri her davranış; sadece güç tüketen davranış bozukluğundan ibarettir. Muarızlarımızın sofrasında kursağını doldurarak, onların kucağına oturup davulunu çalarak Milliyetçi-Ülkücü Hareket hakkında ahkam kesenler, bizim nezdimizde zavallı mahluklardır” dedi.
“Ülkücü olmanın getirdiği tarihi sorumluluğu taşıyacak kıratta olmayanların…”
MHP’li Yalçın açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi:
İçinden yetiştiği camianın damına taş, camına kurşun atarak, kapısında ürüyerek Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in rehberi veya akil kişisi olacağını sananlar, sırtı açık düş gören bedbahtlardır. Yeterli bilgi birikimi olmadan allamelik taslamak, jargonunu bilmeden Harekete yön vermeye çalışmak, hareketin hafızasına sahip olmadan ona kader çizmeye çalışmak, siyasi palyaçoluktan öteye geçemez.
Nasıl milli benliklerini bilmeyen topluluklar başka milletlerin avı ve yemi olurlarsa ülkücü şuurdan nasibini almayan bahtsızlar da başka ideolojilerin, başka siyasi mahfillerin yemi ve avı olurlar. Ülkücü olmanın getirdiği tarihi sorumluluğu taşıyacak kıratta olmayanların, çeşitli bahanelerle aramızdan ayrılmaları, aslında memnuniyet verici bir olgudur. Kalmalarından çok, gitmeleri evladır. Asla da oy kaybı değildir. Bir çürük incirin bir çuval inciri berbat etmemesi için ayıklanması nasıl doğruysa; fikri, ahlaki arızası olanların camiamızdan soyutlanması da o kadar doğrudur.
Uzun lafın kısası; bölgesinde ve dünyada giderek yükselen Türkiye’de Türk milliyetçilerinin ferasetine, sağduyusuna duyulan ihtiyaç her geçen gün artarken; milliyetçilik ülküsünü müessir ve muktedir kılmanın yolu, MHP’de toplanmaktan geçmektedir. Türk milliyetçilerinin evi, ocağı, otağı MHP’dir. Bu, böyle bilinmelidir.
Haber Kaynağı: Demirören Haber Ajansı (DHA)